23 Temmuz 2012 Pazartesi

Kurt Cobain'in İntihar Mektubu




“Boddah’a hitaben;

Daha çocukça şikayetleri olan, tükenmiş, deneyimli bir ahmağın ağzından konuşuyor olmak… Bu bayağı kolay anlaşılabilir bir not olmalı. Yıllar boyunca, diyelim ki, cemiyetimizin serbestliği ve benimsemesi ile ilgili ahlak punk rock 101 derslerinden alınan şikayetlerin ne kadar doğru olduğu kanıtlanmaktadır. Çok uzun zamandır okuyup, yazmakla brisket dinlemekten, yaratmaktan da olduğu gibi heyecan almadım. Bunlar için kelimelerle anlatılamayacak bir suçluluk duyuyorum.

Mesela sahne arkasındayken ve ışıklar sönüp kalabalığın çılgın tezahüratı başladığında, beni hayran olduğum ve kıskandığım Freddy Mercury’ye olduğu gibi etkilemedi. Gerçek şu ki sizi aptal yerine koyamam hiçbirinizi. Aklıma gelen en kötü suç, insanlara karşı sahtekarlık yapıp yüzde yüz eğleniyormuşum gibi görünerek dolap çevirmektir. Bazen sahneye çıkmadan önce mesai makinesine kart zımbalayacak gibi oluyorum. Gücümün yettiğince buna değer vermek için her şeyi denedim ve deniyorum. Tanrim, inan bana deniyorum ama bu yeterli olmuyor. Benim ve bizim birçok insanı etkilediğimiz ve eğlendirdiğimiz gerçeğine saygı duyuyorum. Elden kaybolduktan sonra kıymet veren biri o narsisistlerden biri olur. Ben çok hassasım. Bir zamanlar bir çocukken sahip olduğum hevesi yeniden kazanmak için biraz uyuşmaya ihtiyacım var. Son 3 turumuzda şahsen tanıdıklarıma ve müziğimin hayranı olan tüm insanlara çok değer verdim ama hala herkes için beslediğim öfke, suçluluk ve anlayışı aşamadım.

Hepimizin içinde iyilik var ve sanırım insanları çok fazla seviyorum. Öyle çok ki bu beni mutsuz hissettiriyor. Üzgün, küçük, hassas, değer vermeyen bir balık burcu, İsa oğlum!İhtiras ve anlayış yemini eden cazibeli bir karım var ve bana eski halimi çok fazla hatırlatan bir kızım. Sevgi, neşe dolu, her gördüğü insanı öpüyor çünkü herkes çok iyidir ve ona zarar vermez! Frances’in üzgün, kendine zarar veren ölü bir rocker olduğumu düşünecek olmasına dayanamıyorum.

İyi yapıyorum, çok iyi ve minnettarım, ama yedi yaşından beri insanlara karşı genel bir nefret duydum. Sırf insanlarla iyi geçinmek için ve anlayış sahibi olmak kolay görünüyor diye. Anlayış! Sanırım sadece insanların çok sevdiğim ve onlara çok üzüldüğüm için. Geçen yıllar boyunca mektuplarınız ve ilgileriniz için hepinize teşekkür ediyorum. Ben çok kararsız, ümitsizim. Artık eski tutkum yok ve şunu hatırla, sönüp gitmektense yanmak daha iyidir.

Barış,
sevgi,
anlayış…
Frances ve Courtney sunağınızda olacağım.
Lütfen devam et Courtney
Frances için
Hayatı çok daha mutlu olacak bensiz..
Sizi seviyorum sizi seviyorum ”


Bu arada Boddah, Kurt Cobain’in çocukken yarattığı kurgusal bir kahramandı ve annesi Wendy Cobain’in dediğine göre Kurt, Boddah’ın gerçekten varolduğuna inanıyordu. Kurgusal kahramanı ile yaptığı sohbetler ilerlediğinde ise annesi Kurt’ün dayısından yardım istemiş, dayısı da o sırada Vietnam’a askere çağırılınca Kurt’e Boddah askere gitti denilmişti. Kurt Cobain intihar etmeden önce, intihar mektubuna ”Boddah’a” diyerek başlamıştı.

Miss. Audrey Monroe

Umut


UMUT YAŞAMAKTIR ASLINDA

Umudunu en baştan kaybeder bazı insanlar. Oysa insanı hayatta tutan içinde sakladığı o umuttur. Umut yoksa insanoğlu için mutluluktan bahsetmek bir o kadar zordur.. " Benim hayallerim bana çok uzak, ben yapamam, başaramam, hiç sanmıyorum" derler daha başlamadan işe. Evet. İşte umudunu bu şekilde yitiren insanlar! Sözüm size!! Siz kaybetmeye mahkumsunuz hiçbir zaman istediğinize ulaşamayacaksınız. Hiçbir zaman mutluluğun ne olduğunu bilemeyeceksiniz. İçinizde azim yoksa, inanç yoksa, umut yoksa siz hayattan nasıl zevk alabilirsiniz ki? Yapmayın lütfeen.. Çevrenize bir bakın. En umutsuz, en çaresiz insanlar geleceğe inançla bakıp başarmadılar mı? Kaybetseler de vazgeçmediler çünkü. Çünkü kayıplarından dersler çıkardılar. Aslında her kayıpta zafere bir adım daha yaklaştılar. Kaybetmek sizin aptal olduğunuz anlamına gelmez hiçbir zaman. Tam tersi sizi tecrübeli yapar.. Kaybederek öğrenirsiniz. Önemli olan ne kadar kaybetseniz de yine içinizde küçük bir parça umudun bulunması. Hayatta kaybedeceğiniz en son şey umudunuz ve vicdanınız olsun. Son nefesinize kadar umudunuzu içinizden çıkarmayın. Bırakın ruhunuzla terk etsin bedeninizi.

Unutmayın; Nefes alıyorsak umut var demektir..

 Miss. Audrey Monroe



22 Temmuz 2012 Pazar

Madame&Miss.

İyi arkadaşların kendi aralarında esprileri vardır ve başkalarına komik gelmesede onlar buna kesintisiz gülebilirler.

Müziğin bu dünya için bir mucize olduğu açık . Madane&Miss, bu yüzden music bölümü yarattı J Biz mucizeler yaratırız… Kendini beğenmiş hıh Hiç sevmem:D
                       
                      Madame V bovary J

Just a Love


“Ben bütün kızların aşık olduğu bir erkek değilim,okulun en yakışıklı erkeği de değilim yada sohbetlerin aranan ismi de değilim.Ama beni ben yapan şey seni ihtiyacın olduğunda dinlerim,sadece sesini duymak için saatlerce telefonda konuşmanı dinlerim,senin üzülmen beni de üzer.İşte ben buyum.”


   + Beni kesin aldatıyosun
- Face şifremi vereyim ?
+ Facesi olmayan biriyle aldatıyosun
- Msn şifremi vereyim ?
+ Msn kullanmayan biriyle aldatıyosun
- Telefonumu vereyim ?
+ Telefonu olmayan biriyle aldatıyosun
- Bu kişi dünyada yaşıyor dimi yani eminsin            


Seninle tanışana kadar hayatımı sadece bir kişiyle geçirebileceğimi tahmin bile edemiyorum ama şimdi ise bir günümü sensiz düşünemiyorum


+Çok mutlu olabilirler ama asla sahip olamayacakları bir şey var
-Nedir o Madame?
+Bir dinozor :)
                                                                           

-Uyudun mu?
+Hayır. 
-Bana hala kızgın mısın? 
+Evet. 
-Tamam kız ama hiç gitme tamam mı? 
+Tamam..



Az kaldı bilgisayara sevgilim olur musun dicem. Çok tatlı lan ne istersem yapıyor, Tribi falanda yok ve hep benimle vakit geçiriyor J  Fotolar Madame’ı bu hala getirdi…

Bence Hepinize hafiften bir koydu…Kıskandınız mı yoooooo hiç de bile J


Madame V bovary J

and you said; all is well, Yes i can

İnsanlar neden bu kadar çok uyur biliyor musunuz?

Çünkü gerçekten yapacak başka bir şeyleri yoktur. Güneşle uyanan insanların tümü ortak bir özelliğe sahiptir. Kendi iç potansiyellerini ateşleyecek bir hedefleri vardır.

Herkesin soyut ya da somut bir hedefi, arzusu ve isteği vardır. Eğer yoksa o kişinin yaşadığından şüphe etmelisin. Çünkü çoktan kendi iç dünyasında boğulmuştur. 

Bu yüzden seni ne mutlu ediyorsa neye sahip olmak istiyorsan sakın bırakma, Sakın vazgeçme! Çünkü bıraktığın zaman soyutlanırsın...

O kızı mı istiyorsun senin olacak. Onu al! İşinde iyi bir yere mi gelmek istiyorsun, çok çalış ama boşa kürek çekme...   

Zayıflamak mı istiyorsun az ye şişko :) 

Yeter ki Sabah kalkman için bir nedenin olsun !!!

Biliyor musun, Bir gözünü hedefe kitlersen, sana yolculuğunda kılavuzluk edecek yalnızca bir  gözün kalır. Bu yüzden Sonuca kitlenme, sürecin tadını çıkar...

Sonuca kitlenirsen sadece hedefe odaklanırsan kızının doğum gününü kaçırabilirsin çünkü fazladan mesaiye kalmışsındır.

Ya da diyette olduğun için en yakın arkadaşının ilk defa yaptığı kekten küçük bir parça almadığın için onun kalbini kırmışsındır.

Bunlar bir insan için önemli olan küçük anılardır. Bunları yapmak insana güç verir... Hedefinden uzaklaştırmaz...İnsanı hedeflerinden uzaklaştıran kabuslarıdır..

Ya sınavda kaydırma yapar ve istediğim üniversiteye gidemessem..

Bu işi çok istiyorum ama ya mülakaşada yanlış bir şey söylersem...

Ama çok istememe rağmen bu imkansız olmaz...Çünkü korkuyorum...

Korktunuz da yapamayacağınız düşünmeye başladığınız anda derin bir nefes alın ve diyin ki '' Her Şey Yolunda, Yapabilirim ''...

Her şey yolunda...Her şey yolunda... Yapabilirim.

Bu kelimeler gerçekten de kendinize olan inancınızı yerine getirir! Çünkü her şey kendine inanmakla başlar.

Başkasının hedefini sakın yerine getirme! annenin hedefi dedenin hedefi, sevgilimin istediği... Bunu onlar istiyor sen değil sen kendi hedefini yarat :)

Çünkü
Seçtiğin Hedef;

Gerçekten seni heyecanlandırıyorsa  sevdiğin şeyi çoktan bulmuşsun demektir.Başkası için kalbini deli gibi attıran şeyden vazgeçme.Ona sahip çık durma git ve yap ! 

Sonra başka bir hedef belirle daha büyük olsun kalbin daha hızlı atsın. O kızla evlenicem, Bölge müdürü olucam, O arabayı alıcam ! 

... ve de ki Her Şey Yolunda, Yapabilirim ...

 Kalbinize iyi davranın !
                                                  Madame V Bovary J


Kendi Tarzını Oyna 2


Tehlikeli Madde!!

Bu yazıma tehlikeli madde dememin sebebi konumuzun Makyaj olmasıdır… Her öğretmenin Lord Voldemort’da döndüğü biz öğrencilerinde Harry Potter olduğu konudur.

 Genel olarak çoğu okulda makyaj yapmak yasaktır. Ve bunun için çeşitli nedenler sıralanır belki doğru belki yanlış bilemem J hihihi  biliyom aslında.

Neyse, Aslında okula gidilirken makyaj yapılmamalı daha yaşımı…( Yazar burada çarpılır J )

Her zaman dediğim gibi doğal ol!! Elbette ben eyeliner çek mor far sür. Kıpkırmızı oje sür bütün vücudunu simle demeyi kastetmedim demem J Dersem yaparsınız yaparsanız disiplinlik olursunuz sonuç böyle olursa Madame’a kızarsanız vee Dünyanın güneşe Olan uzaklığı kaç kilometredir?

Okulda göze batmadan nasıl makyaj yapılır? Diye, Madame’a sorduk J

1-Makyajdan ziyade ben buna kamuflaj diyorum. Çünkü her gencin sahip olduğu bazı sıkıntılar vardır. Örneğin yüzün belli yerlerinde ton farklılığı, sivilce, siyah nokta, yara uff daraldım J

Bunları önlemek için çoğu insan kapatıcı ya da pudra kullanır. Gerçektende işe yarar ama bizim cildimiz daha taze ve her bayan için geçerli.Bunlar organik olmadığından içinde kimyasallar bulunduğundan çoğu zaman cildizi daha kötü hale sokuyor ve pudra yüzü bazen o kadar beyaz yapıyor ki bu da bizi ele veriyor J
 
Benim size Tavsiyem :

*Kapatıcı ya da pudra kullanırken kirpiklerimize gelmeyecek şekilde sürmeli ve saç diplerine yaklaştırmamalıyız

Garnier bb kream=Çok yoğun bir kapatıcılığı yok ama yüzünüzü pürüzsüz yapıyor, nemlendiriyor ve renk veriyor. Bir Krem kapatıcı.Üstelik açık ve koyu tonlarıda mevcut. Ayrıca krem özelliklidir. Ben aldığım zaman indirimdeydi. 16 tlye almıştım. Migroslarda kozmetikcilerde satılıyor J Bir sürü özelliği daha var.



Garnier sivilce kapatıcı roll on=Şuan indirimde ve ben kullanıyorum açık ve koyu tonu mevcut. Gerçekten sivilceleri kapatıyor. Sadece sivilce olan yere değil tüm yüzünüze bb kream gibi sürün ben öyle yapıyorum kapatıcı gibi oluyor.



*Okula giderken bunlardan herhangi birini kullandığımızda hem bürüzsüz hemde doğal bir görünüm elde etmiş oluruz.

Ruj=Herkes ruj ya da dudak parlatıcısı kullanır. Bunun için bir bayana tüyo verilmez herkes kendine uygun dudak rengini bilir. Ama okula giderken hafif ve doğal tonları tercih etmeliyiz. Koruyucu NIVEA dudak parlatıcılarını kullanabiliriz.

Göz kapatıcısı= Bu sorun bende de mevcutL Göz çevreleri koyu yada kahvemsi bir tona sahip oluyor ve ben bu şekilde dışarı çıkmasını sevmiyorum Bu yüzden rahatsız oluyorum ve okula giderken kendi yüz rengimin tonunda göz kapatıcısı kullanıyorum. Bir sürü markanın göz kapatıcısı vardır. Kesinlikle marka alınmalı. Pazarlardan ya da bilinmeyen markalardan değil.

Rimel= Bazılarımızın da kirpikleriyle başları derttedir. Kiminin kısa olur kiminin de aşağı bakar. Bu yüzden rimele ihtiyaç duyarız. Ama okula giderken renkli ya da siyah rimel kesinlikle kullanamayız. Anlaşılır ve insan ister istemez gözü kaşır gözünü eller ve boya akar. Bu yüzden okula giderken kesinlikle ve kesinlikle Şeffaf Rimel kullanılmalıdır.Doğal durur ve sorun çıkartmaz J

Allık= Bazılarımızın da cildi çok beyaz ya da solgundur sabah kalktığımzda ruh gibi olur. Bu yüzden allığa ihtiyaç duyarız ama okulda top gibi allık sürüp gidemeyiz doğal tonlarda tatlı ve hafiften allık sürmeli ve gün boyu arada tazelememiz gerekir J

Göz Kalemi=Okulda herkes göz kalemi çeker bu çok belli olur o yüzden aşırıda göz kalemi çekilmemeli J Ama kesinlikle göz içine çekmeyin hem çok belli olur hem de kısa bir süre sonra uçar yada gözümüze kaçar. Bu yüzden kirpiklerimize hafiften doğal bir dokunuş yapılmalı yoğunluk kenarlara verilmelidir.

Doğal hafif bir makyaj hoş durur J

Mesela ben okula giderken Garnier Markalı kapatıcı krem, NIVEA ruj ve hafifden kirpiklerime kalem sürüyorum J

 Demi Lovato’yu sevin sevmeyin bayanlar ben sadece sade makyajıyla ilgili birkaç şey yazacağım. Gözünde fazla makyaj yok ama okulunuz gerçekten çok sıkıysa daha az kalem kullanabilirsiniz. Elmacık kemiklerine hafif bir dokunuş J Doğal bir dudak Parlatıcı… Ve tabi olmasa olmaz kapatıcı.. Tanrı Kapatıcıları Korusun J

Doğal ve sade J

                        Madame V Bovary J


      

Kendi Tarzını Oyna 1


Okulda Tarz Yapmanın Yolları

Tarz, tarz ve Tarz J Tabi ki Tarz olalım derken rezil olmamak lazım… Bunun şenpazesi var maymunu var kaşarı var (kafadan bacaklısı var :D ) Varda var J O yüzden abartmamak lazım. Çarpıcı ama göze batmayan, ben buradayım diye ışık çakan karışık, renk çümbüşü, yapay ve taklitlerden kaçmalıyız!

Tarzım olsun diyorsan birkaç ipucu Madame’dan Geliyor :D

1-Saç gerçekten bir bayan için kutsal sudur mübarektir J Bu yüzden Moda diye saçınızı kestirmeyeceksiniz. Çünkü yüz hattınıza gitmeyebilir, Saçınız kıvırcıksa kabarabilir… Bu da tarz olmaktan çok uzaktır.

Çözüm= Saçına yeni bir model bul… Papatya suyuyla saçını aç. Belki kaynak saç eklersin yada çıtçıtlı renkli saçlardan takabilirsin… Ya da kısa kestirmek yerine katlı bir model verebilirsin, yeni değişik tokalar al yeni saç bandları dene J

2-Tozluklar bir ergenin olmasa olmazıdır. O olmadan bilekler inceyse bir anormal durur ayakkabı sırıtır gariptir yani( Öyle bilek uçaksız havaalanı gibi oluyor ) J Tozluğun yoksa bile bir tozluk al.Her eve Lazım çünkü!!  Okul eteğine bir kere ayrı bir hava katıyor değişik her renkte tozluk alabilirsin

3-Okulda çantanı değişik rozetlerle süslüyebilirsin ama kaliteli olsun çantaya takıldığında bir renk gelsin uyumlu olsun ve rozetlerdeki yazılar mümkünse damardan olmasın ki gören seni melankolik sanmasın :D Çantana değişik ayıcıklarda takabilirsin çok tatlı durur. Yani kızlar ayy çantasına bak çook tatlı J off rozete bak bende istiyorum nereden aldın desin J  ve çantamızı boyamayalım lütfen J çünkü yıkandıkça rengi gidiyor ve her kalem boyası çantayla uyuşmuyor sonra abeci gibi kalıyor J

Aaa birde sürekli aynı çantayla gitmeye gerek yok değişik çantalar takılabilir. Birde eğer bir adet çantaya okula gidilip geliniyorsa her haftada bir yıkanmasın çünkü kendimden biliyorum bir çanta sürekli yıkanırsa rengi gider astarı erir L O yüzden titiz olsak bile ıslak mendille silsek daha faydalı çünkü rengi gidince kalitede kayboluyor L

4-Aynısı formalarımız içinde geçerli bir eteği 2-3 sene giyiyoruz ya da eteği sürekli yıkamaktan rengi soluyor cansızlaşıyor. Birde bizim Türkiye de genel olarak devlet okullarının forma renkleri hem çok kötü uyumsuz amele işi hem de kumaşı kalitesiz olduğunda çabuk deformasyona uğrar. Acı ama gerçek yaa biliyordun zaten bunu L Bu yüzden etekler en fazla önem vermemiz gereken maddemiz oluyor J Çünkü Etek Tapınaktır .d Etek bittiyse bütün kombin biter…

5-Gömlekler özellikle stabil herkeste klasik sanki başka beyaz gömlek yok o yüzden normal okul gömleği almayalım. Başka mağazalardan değişik modelli beyaz gömlekler alalım. İnanın bana klasik okul gömleğinden daha şık duruyor J

6-Ahhh o çoraplar rengarenk desenli o kadar cici ki J Ne varki çoğumuzun okulunda yasak L Bu yüzden okulun belirlenen renk ve forma rengimize göre göze batmayacak hafiflikte desenli çoraplar giyebiliriz J Buna fazla karışılmıyor J

7-Ayakkabı… Baştan aşağı süzüyorum evet evet heh her şey tamam o olmassa olmadı otur ağla J Bak tekrar diyorum renk uyumu diyorum abartısız ol diyorum,  disiplinlik olmayacak şekilde diyorum diyorum convers olur diyorum superstar da olur diyorum babet de olur diyorum diyorum J



*En güçlü yerçekim modası doğal tarzdır. J
**Rozet tarz olmanın kilit noktasıdır. Çünkü Mizahı ortaya çıkarır.  
*** Renk Körlüğü yaşamamalı bir insan o da günah J Gözleri cavcavlanmasın
                       Madame V Bovary J

Kendi Tarzına Oyna


SEN OL!

JBiliyorum okulların açılmasına daha çok var ve siz diyorsunuz ki bunun için erken aslında değil. Şimdiden tarzını belirlemeli ve ders çalışmalısın. ( hahah şaka şaka !! Ders çalışmayın beyninize yazık  :D) Neyse, Ben inanıyorum ki okulda kendimizi rahat, öz güveni tam (hatta ego sahibi hafiftenJ ) ve mutlu hissetmemiz  için '' Okul Tarzımız'' çok önemli. ( very important J)

Sezona ne kadar güçlü girersen öyle geçer.J Ve yine bu olgu eminim ki bizim arkadaş çevremizi, sosyal etkinliklerimizi ve hatta derslerimizi bile etkiliyor.

Hadi deriz ya işte bunlar okulun popi kızları; onların genellikle sahip oldukları şişmiş egoları vardır ama kendine güven sıfırdır fakat insanlara bunu belli etmemeye çalışırlar. Yapay takılır , Taklit eder , Saçma konuşmalar yapar. Ve, kesinlikle erkek arkadaş hızını takip edemessiniz. Kendileri çünkü bu konuda Atom Karınca olurlar :) :)

Bir de gerçekten kendine olan öz güveni tam, doğal bir güzelliğe sahip, dersleri iyi, erkekleri sadece sevgili ya da popi silahı olarak görmeyen kibar, tatlı, rahat, insanlarla gerçekten arkadaş olan, egolarını başkaları üzerinde tatmin etmeyen insanlar vardır. Ve herkes o insanlara sıcak bakar J Sevilir J Çoğu yapay kız bu kişileri kıskanır…



İşte benim kişisel görüşüm böyle Yapay olma taklit etme…. Kendi Tarzını Oyna J

Çünkü hiçbir zaman yapaylar iyi etki bırakmaz.

Fazla klasik okul tipli de olma. ( Kendinden bir şeyler ekle formana sen olduğun ayrı olduğun ortaya çıksın J )

Bizim okullarımız genellikle kılık kıyafete çok önem verir. Sanki dersler deki başarımız kılık kıyafetlerimizle doğru orantılıdırJ. Bir öğretmen-öğrenci klasiği :D Elbette Ben sana okula aykırı kıyafetle gel demiyorum Asla öyle yapma. Bunu hiç kimse hoş karşılamaz. Ve genellikle de öğrenciler arkandan konuşur. Tarzına oyna ama kuralların ayarlarını kaçırma J (Sonra Madame söylemişti tühh tühh dersin J)

Kesinlikle boya küpüne düş ve eteğini götüne kadar kıvır, aç kıçın görünsün :D ( demiyorum iyi ki de demiyorum hahahh :D )
  
Benim burada bahsettiğim tarz sadece bundan ibaret değil J

İstediğim herkesin woww !! ne kadar değişmiş ve cool olmuşsun J Çok doğalsın J Yazın yüzüne ne yaptın çok pürüzsüz, aaa kendine olan özgüveni çok güzel J Herkesle hiç çekinmeden konuşuyor J En önemlisi kimseyi Taklit etmiyor Kendi TARZINI OYNUYOR demeleri :)

İşte caanlarım biz hep birlikte 2012-2013 okul dönemine bomba gibi düşücez :)

Bu arada okullar ayın 17sinde açılıyor hahah morelinizi boziyim dedim J

Kalbinize iyi davranın !!
                                Madame V Bovary J

20 Temmuz 2012 Cuma

Yalnızlık ve insan


                                                                YALNIZLIK
 
        Yalnız kalmak huzur verir insana. Kafanızdaki sorunları ön plana çıkartırsınız yalnız kalınca. Cevaplar bulmak için çabalarsınız. Durup bazı şeyleri değiştirmeyi planlarsınız ya da bunu yapmaya cesaretiniz yoksa kendi dünyanızda daha derin hayallere dalarsınız. Bir de kalabalığın içinde yalnız hissetmek vardır. Herkes bir şeyler söyler ama o insanların sesini duymazsınız, duyamazsınız ya da duymak istemesiniz.. Kuru gürültüdür onlar sizin için. Yalnız yaşayan insanların ayrı dünyaları vardır. Kimileri bu yalnızlıkla mutludur kimileri ise hep üzgün geçirir hayatını. Peki ya siz hangi taraftasınız? Çevresinde o kadar insan olmasına rağmen kendini yalnız hissedenlerden mi, yoksa cidden yalnız kalmayı tercih edenlerden mi? Eğer çevrenizde çok fazla insan varsa ve onlardan bıkmış durumdaysanız çıkartın hayatınızdaki boş insanları. Az insan çok huzur derler. Kendinizi yanında mutlu, rahat ve huzur bulduğunuz insanlara yer verin hayatınızda. Peki ya yalnız kalmayı tercih edenler? Siz de bir yenilik yapın. Karışın kalabalığa. Görün, tanıyın insanları. Belki öyle daha mutlu olursunuz? Denemeden bilemezsiniz. Sadece hayatınızda yeniliklere yer verin. Yaşayın hayatı içinizden geçenleri yapın, başkalarının ne dediğini umursamayın, gezin, eğlenin, dans edin. Aklınızdaki delilikleri yaşayın. " Bak bak şunu gördün mü ? " diyenlere inat yapın hiçbir şeyin içinizde kalmasına izin vermeyin. Çünkü hayat üzülmek için, düşünmek için çok kısa.. :) Siz de kendinize 2-3 kişi bulun ve onlarla hayatın tadını çıkartın. Hayatınızda kuru kalabalığa yer vermeyin :)  Ama ömrünüzü tek başınıza geçirmeyin :)

Miss. Audrey Monroe


HOŞGELDİNİZ :)



BİZ KİMİZ?

Eveet. Can sıkıntısından ne yapacağını bilemeyen ve bu eğlenceye girişen iki yakın dostuz. Bloğumuza öncelikle hoşgeldiniz. Bu blog sizin kendinizi bulduğunuz adres olacak. Birlikte sorunlarımızı, sevinçlerimizi ve üzüntülerimizi hiç çekinmeden paylaşacağız. Şşşt sadece bizim aramızda olacak. Panik yok :) Eğlence varken bilgiden eksik kalınır mı? Tabii ki hayıır.  Veeee bu blogda aradığınız herşey var! Ee o zaman ne duruyoruz hadi ilk biz kendimizden bahsedelim. :) 

NOT: İsteyenler daha rahat hissetmeleri için takma isimler kullanabilirler. Özgürsünüz caaanlarım :) )
   


    Miss. Audrey Monroe.

   Gülmeyi ve insanları güldürmeyi seven,zaman zaman insanları sonuna kadar uyuz eden, mor rengiyle yaşayan, hayal aleminde yüzen,insanların sorunlarını dinlemeyi fakat kendi sorunlarına çözüm bulamayan, kalori hesaplamalarından asla vazgeçemeyen, müzik ve kitap bağımlısı olan,içi kıtır dışı çıtır cici bir kızım ^.^ 
Yavşak, kendini bilmez, çıkarlarına göre davranan insanlardan hiç haz etmem. Eğer kendini beğenmiş ukala bir boksan hemen defol bloğumdan -.- Benden bu kadar canlarım. Beyninize sahip çıkın ^.^ 


   
     Madame V Bovary.

   Yönetmeye ve yönetilmeye karşı olmasına rağmen ailesi tarafından yönetilen,aşka inan(a)mayan,kitaplara tapan, müzikle beslenen,yemek yemenin bağımlılık haline geldiği bir bünyeye sahip olan,kolayı alkol gibi kullanan, uçan kaçan, vıızz diye beynime tuhaf sinyaller yollayan şeylerden hoşlanmayan, geceleri kendi gölgesinden korkan,nutellayla sek tüketilen, burç yorumlarıyla hayatta kalan cici bir kızım O.o
Vıcık vıcık sevgisini sahte hareketlerle, boğucu ve sulu öpücüklerle gösteren, her zaman ben bilirim modunda olan insanlardan nefret ederim. Eğer öyle değilsen açtım kollarımı sizleri bekliyorum caaanlarım. Kalbinize sahip çıkın :)